07 Temmuz 2008

Deivid ameliyat oldu

Futbolcumuzun ameliyatı başarılı geçmiş, ilk olarak ayağı 6 hafta alçıda kalacakmış. 3.5-4 ay içerisinde de sahalara dönebilecekmiş. Futbol için çok uzun bir süre.

Şimdi merak konusu olan Fenerbahçe'nin Deivid'in lisansını askıya alıp almayacağı. Geçtiğimiz sezon Appiah'ın yaşadığı uzun sakatlık yüzünden lisansı askıya alınmıştı. Eğer alınırsa, yabancı kontenjanında bir kişilik daha yer açılacak ve transfere olanak sağlanacak. Bu kontenjan doldurulursa, Deivid iyileştiğinde ne olacağı sorunu gündeme gelecek bu kez.

Deivid, sağ kanatta yararlandığımız futbolcumuzdu. Onun boşluğunu (eğer transfer olmazsa) Kazım Kazım dolduracak ve yedeği Ali Bilgin olacak. Kazım'ın Euro 2008'deki istikrarsız görüntüsünü üzerinden atması gerekiyor. Bir bakıyorsunuz, maçı tek başına alacakmış gibi oynuyor, bir bakıyorsunuz sahada geziniyor. Bana kalırsa sağ kanadımızda ilk 11 oynayacak yeteneğe sahip bir futbolcu. Hemen vazgeçmemeli, ısrarla üstünde durmalıyız. Tecrübe kazandıkça vazgeçilmez olacaktır.

Deivid'di konumuz. Fenerbahçe için en yararlı olduğu sezonun ardından böylesi büyük bir sakatlık yaşaması moralini bozmuştur ama o antrenmandaki neşeli futbolcu gerçek hayatta da öyleyse altından kalkabilecektir. Tekrar geçmiş olsun, en yakın zamanda çubukluyla sahalarda görmek dileğiyle...

Gregory Coupet Atletico Madrid'te!


Atletico Madrid, Olympique Lyonnais'un kalecisi Coupet'yi almış. 35 yaşındaki kaleci, Leo Franco'yu kesecek mi göreceğiz. Ayrıca Atletico'nun diğer transferleri;

Çek defans oyuncusu Tomas Ujfalusi, Hollandalı defans John Heitinga (bu transfer çok önceden bitirilmişti), Fransız forvet Florent Sinama Pongolle ve Brezilyalı orta saha Paulo Assuncao Calderon'da boy gösterecek.

Fenerbahçe'nin hazırlık maçları


Müsabaka: Fenerbahçe SK – FC Kufstein veya Swindown Town
Tarih: 12.07.2008
Saat: 19:00
Yer: Stadion Kufstein Arena

Müsabaka:
Fenerbahçe SK – Sparta Prag
Tarih: 16.07.2008
Saat: 19:00
Yer: Stadion SV Wörgl

Müsabaka: Fenerbahçe SK – Ceske Budejovice
Tarih : 19.07.2008
Saat: 19:00
Yer: Stat henüz belli değil. İlerleyen günlerde açıklanacaktır.

Müsabaka: Fenerbahçe SK – Shaktar Donetsk
Tarih: 23.07.2008
Saat : 21:00
Yer: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu

Daniel González Güiza


Hatırlayanlarınız vardır belki, geçtiğimiz sezon sağ tarafta liglerin gol krallıklarını yazıyordum. Orada çoğu zaman yer alan ama birinciliği sonlara doğru kapan isimdi Daniel Güiza. Kim derdi ki adı Fenerbahçe ile anılsın.

Pek fazla izleme fırsatı bulamadım ama gördüğüm kadarıyla bitirici özellikleriyle öne çıkan bir golcü. Eğer Zico zamanında ismi anılsa, ihtiyacımız olan forvet o değil derdim fakat, Aragones'in henüz hangi taktikle sahada olacağını bilmiyorum. Bu sebepten faydalı olabilir.

Her şeyi bir kenara bıraksak bile İspanya Ligi gol kralı olması, heyecanlı ve umutlu olmak için başlı başına bir sebep. Transferi için geçen uçuk miktarlar ise eğer adapte olamazsa, başımızı taşlara vuracağımızın işareti.

Bu kadar çok yazılması ve şimdiye kadar bu transferin hiç yalanlanmamış olması, bu transferin gerçekleşeceğine delalet. Hayırlısı...

Federer vs Nadal

Maç hakkında pek bir şey söyleyecek yeterliliği görmüyorum kendimde. Tamam uzun zamandır izlerim tenis maçlarını fakat çok fazla bir bilgi birikimim yok. Ben bu ikisine seslenmek istiyorum:

"İnsan mısınız?"

Öyle bir maç izledik ki, kendi adıma konuşayım, yağmur aralarında bile televizyonun başından ayrılamadım. Bir saniyesini bile kaçırmak ıstırap verirdi. Bu iki 'yaratığın' da futbolun direğinden dönmüşlüğü var. Dün ister istemez "Acaba futbolcu olsalardı, ne olurdu?" diye düşündüm.

Mesela ben Nadal kadar hırslı, mücadele eden bir futbolcunun her maçını izlemek isterdim. En olmayacak yerlerde, acayip işler yapıp ağzımı 5 karış açık bıraktı. Bu nasıl bir oyun tarzı. Süperdi...

Federer ise çok teknik bir AMC'yi andırdı. Süper vuruşlar, muhteşem servisler... Aklıyla oynamasını bildi. Sanırım Nadal backhand'indeki zayıflığı önceki maçlarından anladı ki hep oraya yüklendi.

Maçın sonunda yapılan açılamaların bir kaç istisna dışında futbolla uzaktan yakından alakası yoktu. Bu nasıl bir centilmenlik, bu nasıl bir rakibi övmek. İki efendi adam, iki muhteşem tenisçi... Harika bir maçtı gerçekten. En yakın zamanda karşılaşmalarını yeniden izlemek dileğiyle.

Quaresma İnter'de?


Jose Mourinho'nun eski öğrencisi Frank Lampard'ı kadrosuna katmak istediğini artık herkes biliyor. Portekiz'de bir gazetenin haberine göre, Lampard'dan önce Quaresma yolunu tutacakmış Milano'nun.
Maicon ile birlikte iyi bir ikili oluşturabilirler sağ kanatta. Sol açığa da bir takviye gelir, Lampard da kadroya katılırsa, İnter şampiyonlar liginde başarıya ulaşır.
"E heralde" dediğinizi duyar gibiyim.

Bir çift terlik, İbrahimler ve kaptanlık


Geçtiğimiz günlerde, şaka gibi bir olay yaşandı. Eminim hepiniz duymuşsunuzdur. Toraman yemeğe terlikle iniyor, Üzülmez uyarıyor vs.

İki takım kaptanının birbirine karşı bu kadar hoşgörüsüz olmasına rağmen, inatla aramızda bir husumet yoktu açıklamaları yapmaları Beşiktaş'ta gergin bir ortam olduğunu düşündürüyor. Eğer gerçekten bir husumet yoksa, takımın çok çalışmaktan başka hiç bir derdinin olmaması gereken bu dönemde böyle bir şey yaşanması, acaba şampiyonluk kovalarken, o stres altında nasıl davranacaklar diye sorduruyor ister istemez.

Bu tartışmanın üzerine iki futbolcu da İstanbul'a gönderildi. Hem de ayrı ayrı uçaklarla. Ne çabuk düşman kesildiler. Aynı uçağa bile bindirilmediler. İkisinin de kulüple ilişkilerinin kesildiği söyleniyor. Hatta bir rivayete göre İbrahim Toraman, uçaktan iner inmez soluğu Galatasaray'da almış.

İkisinin de kaptanlığı alındı doğal olarak. Yeni kaptanlar Delgado ve Mert Nobre olacakmış. Nobre alışık kaptanlık pazubandına... Mağlum ilk oynadığı Fenerbahçe maçına kaptan olarak çıkmıştı. Gel gelelim ikisi de kaptanlığa alışık değil, o ayrı bir sorumluluktur. Delgado şimdiye kadar bu sorumluluğa sahip olduğu imajını çizmedi bana kalırsa.

Mehmet Aurelio


Müthiş bir oyuncu olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Bu aralar İspanya basınında çıkan haberler, endişe verici.

Eğer bu adamı elimizden kaçırırsak, yapacağımız transferlerin bir anlamı olmaz. Adam hem Türk statüsünde hem de çatır çatır oynuyor. Kezman ne kadar alıyorsa, 2 katını hak ediyor. Dediğim gibi eğer ki elimizden kaçırırsak, Aziz Yıldırım ve yönetiminin kulakları fazlasıyla çınlayacaktır.

Luis Aragones


Yeni teknik direktörümüz belli oldu, aslında daha önce belli oldu fakat o dönemler yazmıyordum.
Her neyse hakkında bir kaç soru işareti var;

- Çok yaşlı. Futbolcularla arasındaki yaş uçurumu bir sorun yaratabilir.

- İspanya dışında bir takımda çalışmamış olması. Uzun süren teknik direktörlük döneminde ispanya dı$ına adımını atamamış veya atmamış olması, acaba sorusunu da beraberinde getiriyor. fakat bir de şu yandan bakmak sağlıklı olacaktır sanırım; İspanya Ligi, kime sorarsanız sorun en iyi avrupa ligleri arasında ilk 3'te yer alır. İspanya dışına çıkmıyor fakat, İspanya dediğimiz ülkenin ligi de dünyadaki bir çok ligin ula$amayacağı kaliteye sahip.

- Kalli olayı. Karl Heinz Feldkamp'ın Galatasaray'da yaşadığı ve yaşattığı buhranlı dönemi Fenerbahçe'nin de bu yaşlı teknik direktörle ya$ama olasılığı taraftarları tedirgin ediyor. fakat, Kalli Galatasaray'a geldiğinde senelerdir futboldan uzaktı. Luis Aragones ise Euro 2008'den şampiyon ünvanıyla geliyor.

- Öğrenildiği kadarıyla, yeniliklere açık olmayan bir teknik adammış. Olur da i$ler kötü giderse, aynı şeylerde ısrarcı olması ba$ımızı ağrıtabilir. Açık olmadığı bu yenilikler dil öğrenme konusunu da kapsıyormuş. Tercüman kullanmayı sevmediğini de kendi söyledi, bakalım ne olacak.

- Irkçı söylemleri. Ne söylediğini tam anlamıyla bilmiyorum fakat ırkçılık yapan herkesin futboldan uzak durması en önemli temennilerimden biri olduğu için, kendisi hakkındaki ön yargım her zaman sabit olacak. let s kick racism out of football!

- Zico'dan sonra gelmesi Fenerbahçe'li futbolcular ve kendisi için büyük bir handikap olacak. Çünkü Zico bu takıma çeyrek final oynattığı halde sözleşmesi uzatılmadı. Başka nedenler yüzünden olsa da... Ayrıca Zico'nun esnek ve rahat tavırlarına alışan futbolcular disiplinli bir teknik direktörle neler yaşayacak göreceğiz.

-Alex ve Deivid tarzı oyuncuları sisteminde zorunda kalmadığı sürece düşünmeyen bir yapıya sahipmiş. Alex'in takımın beyni ve kaptanı olduğu düşünülürse transferler şart gibi gözüküyor.

-Kendi teknik kadrosu ile birlikte gelecekmiş. Bu kadronun çok iyi hocalar tarafından kurulu olduğu söyleniyor. Fenerbahçe yönetiminin Zico'nun teknik kadrosundaki ısrarı yüzünden sözleşmesini uzatmadığı düşünülürse tercih sebeplerinden biri de bu olabilir.

Aziz Yıldırım ona çok güveniyor, bekleyip görelim...

Harry Kewell Galatasaray'da

Öncelikle Galatasaraylıları ve Galatasaray yönetimini tebrik etmek istiyorum. Bonservis bedeli ödemeden, sıkı bir araştırma sonucu ve ikna kabiliyeti sayesinde yapılmış bir transferdir bu. Umarım Galatasaray'a ve Türk futboluna faydalı olur.

Kendisi hakkında taraftarlar da memnun gördüğüm kadarıyla fakat bir takım "acaba?"lar her transferde olduğu gibi bu transferde de var.

Geçen sene sakatlık nedeniyle fazla forma şansı bulamamış olması bu acabalardan en sık duyulanı, fakat unutmamalılar ki Galatasaray ila anlaşmasa, Roma'ya transfer olacaktı. En azından menejeri bu yönde bir açıklama yaptı. Hala çok şeyler beklenen bir futbolcu olduğunun ispatı bu olabilir sanırım.

Arda yedek kulübesinde mi oturacak, yoksa satılacak mı sorusu da ikinci acabamız. Öncelikle yönetimin ve taraftarın Arda'dan beklentileri büyük. Çok iyi bir teklif gelmediği sürece Arda'nın satılacağını sanmıyorum. Yedek kalma konusundaysa, benim düşüncem Arda ile Kewell kanatlarda oynayacak, dolayısıyla yedek kalma durumu yok. Football Manager'da "swap position" dediğimiz olay gerçekleşebilir, hatta gerçekleşmelidir bence.

Her şeyden öte, Premier Lig'de top koşturmuş bir futbolcunun takımda bulunması her zaman avantajdır. Büyük turnuvalara giden futbolcularımız, döndüklerinde kendilerine bir şeyler katmış olarak dönüyorlar. Aynı şey ligler için de geçerli. İngiltere dünyanın en önemli liglerinden biri olduğuna göre, Kewell'da bu takıma ve gençlerine faydalı olacaktır.

Tekrardan Galatasaray camiasına hayırlı olmasını diliyorum.

Deivid de Souza'nın ayağı kırıldı


"Avusturya Kitzbühel'de yeni sezon hazırlıklarına başlayan takımımız, oyuncumuz Deivid de Souza'nın antrenmanda sakatlanması ile sarsıldı. İspanyol teknik direktörümüz Aragones'in ilk antrenmanında sol ayak fibula kemiği kırılan oyuncumuz Deivid, Kitzbühel'deki St. Johann hastanesine kaldırıldı. Burada yapılan tedavisinde sol ayak fibula kemiğinde kırık tespit edilen oyuncumuz Deivid'in akşam saatlerinde Münih'e götürüleceği açıklandı. Doktorumuz Piyer Arzuman Deivid'in sağlık durumunun iyi olduğunu ve St. Johann hastanesinde Deivid'in ayağının alçıya alınmasından sonra Münih'e hareket edeceklerini açıkladı. Deivid'in Pazartesi sabah ameliyat olacağını söyleyen Arzuman her türlü önlemin alındığını ifade etti."


Bir futbolcunun başına gelebilecek en rezil sakatlıklardan biridir ayak kırılması. Çok üzüldüm, Okan buruk'a, Uche'ye, Güven'e, Metin Diyadin'e, Ronaldo'ya, Eduardo'ya vs. ne kadar üzüldüysem o kadar çok. Büyük geçmiş olsun, umarım en kısa zamanda sahalara dönüp kaldığı yerden devam eder.



 
^

Powered by BloggerFlamboyant Striker by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License