12 Temmuz 2009
Tottenham'da yaprak kıpırdamıyor
Transfer döneminin hızlı takımlarındandı son senelerde. Bu sene bir şeyler değişti. En başta Harry Redknapp'in yeni oyuncu almak için elimizdekilerin bir kısmını satmalıyız açıklaması, işlerin böyle olacağının sinyallerini vermişti.
Geçtiğimiz günlerde Didier Zokora Sevilla'ya geçti. David Bentley bir süre Everton'la görüştü ama şimdilik kesinleşmiş bir şey yok. Adel Taarabt eğer oynatılmayacaksam gidiyorum diye sesini yükseltmeye başladı. Haklı da, önümüzdeki sene Harry'nin yararlanmayı düşünmesi gereken isimlerden biri. Bir diğeri de Giovanni Dos Santos. Kiradan döndü. Eğer gereken gücü kazandıysa çok faydalı olacaktır. Bir zamanlar gideceği söylentileri çıksa da taraftarlar onu adam gibi izlemeyi ve takımda kalmasını çok istiyor.
Pavlyuchenko takımdan ayrılabilir. Geçen seneki performansı pek parlak değildi. Üstüne üstlük Jermaine Defoe'nun sakatlığının geçmesi bu ihtimali daha da arttırıyor. Eğer bir transfer gerçekleşecekse bu orta sahayı ve defansı kuvvetlendirmek için olacaktır. Gareth Bale'in bir türlü potansiyelini ortaya koyamaması, Assou-Ekotto'nun bir potansiyelinin bile olmaması sol bek için bir takviyeyi akla getiriyor ama bunun olması için Assou-Ekotto'nun ve Gilberto'nun satılması lazım. Sahi Gilberto hala Tottenham'da. Gönderin artık şu adamı 3-5 bi' şey verene. Stopere ihtiyaç olduğunu söylemeye bile gerek yok. Ledley King ve Jonathan Wootgate ikilisi pek fazla beraber oynayamıyor. Genellikle biri sakatlanıyor, ki bu genelde kaptan oluyor.
Kevin-Prince Boateng Dortmund'ta kiralıktı. O da geri döndü ama ilk teklifte emekleri için teşekkür edilip gönderilecek. Canlı olarak izleme fırsatı bulamadım kendisini. Yetenekli olduğu söyleniyordu ama belki de bir Berkant'tı kim bilir?
Kısa kısa Fenerbahçe
Geçtiğimiz sene bildiğiniz ön libero transferinde bir ismin peşinde aylarca koşuldu. Senna'ydı kendisi. Arada Xabi Alonso'nun da adı geçti ama gerçekdışı olduğu için pek itibar edilmedi.
Senna için; "Ha geldi ha geliyor", "Uçakta!", "Eli kulağındadır" vs. gibi milyonlarca haber okuduk. Sonra bir baktık ki akça pakça, temiz yüzlü bir adam formayı öpüyor. Ben sarı lacivertten başka forma giymedim diyor. Josico kendisi evet. Sırf transfer yapmış olmak için yapılmış bir transfer.
Yönetim aynı hatayı bu sene de yapıyor. Aziz Yıldırım'ın açıklamalarına göre transfer geçtiğimiz ayın 15'inde bitecek, tüm transferler kampa katılacaktı. Bırakın tüm tranferleri, daha Güiza ortalıkta gözükmüyor. Ayrıca Aziz Yıldırım bu sözü vereli neredeyse 1 ay oluyor.
Yine bir oyuncunun peşinden (Poulsen) aylardır koşuluyor. Yahu adam istemiyorsa almayın. İlk fırsatta gitmek isteyecek adamı niye kadronda bulundurasın ki? Ayrıca öyle übermensch bir ön libero da değil. Umarım basına yansıyan haberler doğru değildir de, yine bir eşantiyon futbolcuyu kadromuzda barındırmayız.
Lugano hala kimseye imza atmadı. İtalyan kulüplerinden istediği anormal ücretler transferini tıkamış olmalı. Fenerbahçe'ye geri dönmek istediği konuşuluyor bu günlerde. Dönerse iyi olur. Yaşattığı bunca sıkıntı için biraz kızarız ama severiz Lugano'yu. Lugano ve Bilica'nın olduğu bir defansta, zaten sakat olan Edu'ya ya yol görünür, ya da sözleşmesi askıya alınır. Ayrıca ben Bekir'den umutluyum. Sezon başlarında ilk 11'de oynayamasa da, formayı kaparsa bir daha bırakmayacak gibi geliyor bana.
Daum'un nasıl bir sistemle oynayacağı hala merak konusu. Her kafadan bir ses çıkıyor. Kimileri 4-3-3, kimileri elde sol iç ve sağ iç oyuncuları olduğu için 4-3-1-2 vs. diyor. İlk hazırlık maçında göreceğiz sistemi. Mehmet Topuz'u sol açıkta deneyeceğim gibi bir açıklaması var. O bölgede Özer daha iyi bir tercih olabilir. Hatta ön libero'dan sonra oraya da bir transfer yapılabilir.
Güiza demiştik az önce. Kankası Aragones gidince ipleri koparmış bizimki. İyidir kötüdür bunları tartışmaktan ne dilde derman kaldı, ne söylenecek bir söz. İyi bir teklif gelirse satılması gerekir. Fenerbahçe'den ayrıldığına üzülmeyeceğim futbolculardan biri. Sezon sonuna doğru ufaktan bir form tutmuş olsa da öyle bir sezon başı izlenimi var ki, gözümüzdeki değerini arttıramadı.
Bir de Daum'un ve yönetimin 3 sene üst üste şampiyonluk söylemlerine feci şekilde takmış durumdayım. Tabii ki şampiyonluk iyi bir şey, lakin biriniz de Avrupa'dan bahsedin. Çeyrek final oynarız falan bir şeyler söyleyin. Avrupa'da olası bir erken elenmede, Daum'dan tecrübe kazandık açıklamaları duymak istemiyorum. Eğer böyle bir şey olacaksa yol yakınken bıraksın Daum. Ne biz üzülelim, ne onu üzelim.
Koch yine takımın pestilini çıkarıyor. Fenerbahçeli futbolcuları çalıştırdığı dönemlerde farkı hemen görebiliyordunuz. Daum'un gönderileceği zaman herkes Koch kalsın diyordu ama Daum nereye Koch oraya. Şimdi yeniden geldi. Saha içinde 70'ten sonra oyundan düşen futbolcular görmeyeceğiz.
Aykut Kocaman'ın futbol şubesi sportif direktörü olması tüm Fenerbahçeliler tarafından sevinçle karşılandı. Onun efendi duruşu, Aziz Yıldırım'ın ve diğer yöneticilerin biraz geri çekilmesi halinde, yönetimin oluşturduğu antipatiyi azaltacaktır. Futbolcular için her zaman bir abi olarak orada bulunacağını bilmek güzel.
Volkan'la yeniden anlaşıldı. Artık yavaş yavaş futbolunun olgunluk dönemine giriyor.Eski hatalarını nispeten daha az yapacaktır. Büyük ihtimalle de Fenerbahçe'de futbolu bırakır. Daum'un 'onu kalede görünce dehşete kapılıyorum' sözleri yüzünden bu kadar naz yaptı. Geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamalar bir nevi özür mahiyetindeydi. İşe yaradı da, zaten kalmak isteyen Volkan güvenceyi de görünce imzayı attı.
Arkası gelecek.