Geçen haftaki Blackburn-West Brom maçında tribünlerdeki on binler tarafından uğurlanmıştı. bu hafta da Ali Sami Yen'de taraftarın huzuruna çıktı Tugay. Galatasaray kulübünden alışık olmadığımız bir uğurlama. Yıllar sonra bile olsa güzel. Manchester City'de altyapı antrenörlüğü yapacakmış önümüzdeki yıllarda. Başarılar dilemek lazım kendisine. Eğer bir gün yolu bu kulübe düşecekse allah gecinden versin. Harcamayalım diğer efsaneler gibi..
Ha bir de sivassporlu oyuncular güzel bir olay gerçekleştirmişler. Yayıncı kuruluş, Tugay tribünleri selamlarken kaçarcasına reklama girdiği için bu anı görme fırsatım olmadı. Belki maç başlamadan hemen önce vermişlerdir formayı, onu da kaçırdık. Bu reklamlar o kadar soğutuyor adamı.
31 Mayıs 2009
Güle Güle Tugay
25 Mayıs 2009
Kilit
Bu resimle finallere girelim. FB Striker kilidi asmış finaller dolayısıyla ama asıl kilidi Giggs'e takmışlar. Sonumuz hayır olsun.
Fuck I Never Actually Learned this Shit (F.I.N.A.L.S)
Artık zamanıdır kilidi asmanın. İki hafta boyunca pek uğramayız heralde. Blogun 3 yazarının da aynı üniversitede okumasının dezavantajlarından biri de bu. Sağlık olsun. En yakın zamanda görüşmek üzere. Öpüyoruz gıdıktan.
24 Mayıs 2009
Newcastle, M'boro, WBA
Düşen takımlar bunlar. Tam da beklediğim gibi oldu. Burada bir şeyler karalamıştım. Fotoğraf bir Sunderland taraftarına ait. Chelsea ile oynadıkları maçı kaybettiler. Düşmenin nefesi enselerindeydi ama düşmediler.
Newcastle'ın düşmesiyle bu sene transfer piyasası hareketli geçecektir. Tuncay'ın adını çok duyarız medyamızda. Alışmak lazım şimdiden...
Zıpla, zıpla,zıpla.
Barcelona dün akşamki Osasuna maçından önce şampiyonluk kupasını aldı ve kutlamalar yapıldı. Bu esnada Barcelona altyapısından yetişen Pique, mikrofonu aldı ve taraftarları coşturdu. Olaylar ve yapılan tezhürat ne kadar da tanıdık:
"zıpla, zıpla, zıpla. zıplamayan madridli"
Hatıra
sakla bunu;
istifa mektubumdur;
ne lan bu! bu muydu lan büyümek? o kadar anlattınız yıllar yılı, sanki baya bir şeymiş gibi. biz de küçükken dedik, 'ah bir büyüsek' diye. bu yüzden çocukluğumuzu yaşatmadınız bize adam akıllı. çocukluk büyümek için bir adımdı bizim görüşümüze göre. bu yüzdendir istifam. sizin yüzünüzden! genç olmaktan istifa ediyorum, hala çocuk olmak, reşit olmamak, sorumluluk almamak...
reşit olmanın barlara rahatça girmek dışında bir şey anlatmadığını öğretmediniz bize. hep güzel bahsettiniz. ehliyet dediniz bi'şeyler dediniz. istediğimiz kadar özgür olabilecektik halbuki. hani? nerde lan özgürlük? biz büyümeden önce amerikan filmlerindeki çocuklar gibiydiniz de biz mi bozduk? biz mi indirdik sizi o ağaç evlerinizden? çok soru sordum ama sanırım bu hayal kırıklığımız biraz da sizin suçunuz! bize bıraktığınız bu mirasın sonucu!
neyse hemen kırın direksiyonu, siz de suçu bir öncekilere atın. diyin ki, bize de böyle anlattılar. e o zaman siz niye anlattınız bize böyle? kaçarınız yok oğlum!
Neyse size kızıyorum çünkü bu tip şeyler için patrona kızmak olmaz. Aslında patrona da bir iki çift laf edilebilir ama, yemiyor işte. O yüzden kaçar gibi basıyorum istifayı. daha iyi bir teklif aldım. maaşı daha dolgun değil, çalışma saatleri hemen hemen aynı ama istediğimi yapabilme lüksünü hatta özgürlüğünü veriyor bana. siz bunu veremediniz. bastım istifayı canlar, kına yakın...
22 Mayıs 2009
Yeni Sezon Formaları
Barcelona'nın yeni sezonda giyeceği formalar resmi olarak tanıtılmış. Ana formada parçalıdan çubukluya geçiş yapılmış. Bu sezonki sarı formaya kıyasla alternatif forma çok sıradan olmuş ama siyah kaleci forması güzel.
21 Mayıs 2009
Dani Alves
Lig'de şampiyonluğu garantileyen Barça'da dün yapılan idmanda sağ ayak bileği burkulan Dani Alves'in sezonu kapattığı açıklanmış. Ligdeki maçların yanı sıra Roma'daki şampiyonlar ligi finalinde de forma giyemeyecek. Sezon başında 30 milyon euro karşılığı transfer edilen Alves ligde, kupada ve ş.liginde toplam 52 maçta forma giymişti.
O değilde bu adamın yedeği kimdi?
UEFA Kupası Shaktar'ın
Son Uefa kupası dün gece sahibini buldu. Lucescu 2004'te geçtiği takımının başında, 5 yılın sonunda, avrupada kupa kaldırdı. Bir sisteme gösterilen sabrın eseridir bu. Keşkelerle izlendi bu final.
Gerçi ben, okulumuzdaki bahar şenlikleri dolayısıyla maçı izlemeye fırsat bulamadım; ama okuduğum yorumlardan sonra bir şey kaybetmediğimi düşünüyorum. Futbol kısmına değinmiyorum, bir finalde benim için en önemli olan şey maç sonu ve kupa törenidir. Maç sonunda kaçarcasına reklama gidilmiş ve kupa törenini de daha sonra banttan yayınlanmış. Ama biz buna alışkınız Türkiye'de her maçtan sonra bu böyle. Güzel bir yayıncılık anlayışına bir gün kavuşmak ümidiyle..
20 Mayıs 2009
Kısa Kısa Transfer Haberleri
- İlk haberler Celtic'ten. Nakamura'ya geri dön çağrısı gelmiş ülkesinden. 8 yıllık ayrılık canlarına tak etmiş olacak ki, Yokohama döndürmek için kolları sıvamış.
- Celtic'ten ikinci haber de Scott Brown ile ilgili. Tottenham teklif yapmış. 8 milyon gibi bir rakamdan bahsediliyor. Brown bu sene İskoçya'da yılın oyuncusu seçilmişti. Orta sahada oynayan ve İskoçya iç transfer rekorunu elinde bulunduran bir adam. Radknapp çok istiyormuş deniliyor.
- Tottenham'la devam edelim. Lazio'nun forveti Goran Pandev tekrar gündeme geldi. Geçtiğimiz transfer döneminde de adını sıkça duymuştuk ama transferi Robbie Keane ve Jermaine Defoe'nun dönüşüyle gerçekleşmemişti.
- Finalde gözler Mesut Özil'in üzerinde olacakmış Independent'ın haberine göre. Bu büyük maçtaki, Diego'nun eksikliğini hissettirmez, yükü kaldırabilirse Premier Lig kulüpleri Werder'in kapısını çalacakmış. Ayrıca Tim Weise, Clemens Fritz, Fernandinho, Jadson, Ilsinho ve Willian da izlenecekmiş. Kahvaltı öncesi bu kadarı yeterli. Hepinize günaydın!
The no-go zones in Rome
Şampiyonlar Ligi finali için İngiltere'ye gidecek Manchester United taraftarlarına böyle bir hoşluk yapmışlar. Nerelere gitmemeleri gerektiği işaretlenmiş. Faydalı olur mu? Bence olmaz. Zaten finalde bir İtalyan takımı olmadığı için, büyük bir olay yaşanacağını sanmıyorum.
Not: Resmin üstüne tıklamanız lazım tabi. Göz sağlığınız için...
19 Mayıs 2009
En iyi 50 Tottenham'lı
Times böyle bir liste yapmış. Bu listede Sol Campbell'ın olması hiç bir Tottenham'lının hoşuna gitmemiştir, eminim. Şahsen benim hoşuma gitmedi. Listede hala Tottenham'da oynayan Ledley King ve Robbie Keane de var. Ayrıca listedeki isimlerden bir kısmı şu an Tottenham'da antrenörlük yaparken, bir kısmı yönetimde görev alıyor. Diğer bir kısım da menejerlikle ilgileniyor. Öteki kısmın ne yaptığını bilmiyorum. Listenin devamı şu şekilde:
50. Sol Campbell: 1992-2001, 315 appearances, 15 goals
49. Clive Allen: 1984-88, 135 appearances, 84 goals
48. Sandy Brown: 1900-02, 57 appearances, 45 goals
47. Graham Roberts: 1980-86, 287 appearances, 35 goals
46. Tommy Harmer: 1948-60, 222 appearances, 51 goals
45. Terry Dyson: 1954-65, 209 appearances, 55 goals
44. Terry Medwin: 1956-65, 215 appearances, 72 goals
43. Eddie Baily: 1946-56, 325 appearances, 69 goals
42. Darren Anderton: 1992-2004, 358 appearances, 48 goals
41. Steve Archibald: 1980-84, 189 appearances, 77 goals
40. Len Duquemin: 1946-58, 307 appearances, 134 goals
39. Bill Nicholson: 1938-54, 344 appearances, 6 goals
38. Les Allen: 1959-65, 137 appearances, 61 goals
37. Ron Henry: 1955-69, 287 appearances, 1 goal
36. Peter Baker: 1952-65, 342 appearances, 3 goals
35. Cyril Knowles: 1964-76, 506 appearances, 17 goals
34. Robbie Keane: 2002-08, 2009-present, 259 appearances, 109 goals
33. Bill Brown: 1959-66, 262 appearances
32. Gary Mabbutt: 1992-98, 611 appearances, 38 goals
31. Jimmy Seed: 1920-27, 254 total appearances, 77 goals
30. David Ginola: 1997-2000, 127 appearances, 22 goals
29. Jimmy Dimmock: 1919-31, 438 total appearances, 112 goals
28. Vivian Woodward: 1901-09, 50 appearances, 23 goals
27. Steve Perryman: 1969-86, 854 appearances, 39 goals
26. Arthur Grimsdell: 1912-29, 360 appearances, 27 goals
25. Ledley King: 1998-present, 262 appearances, 12 goals
24. Alf Ramsey: 1949-55, 250 appearances, 24 goals
23. Alan Gilzean: 1964-75, 439 appearances, 133 goals
22. Ray Clemence: 1981-88, 330 appearances
21. Martin Chivers: 1968-76, 367 appearances, 174 goals
20. Teddy Sheringham: 1992-97, 2001-03, 277 appearances, 124 goals
19. Alan Mullery: 1964-72, 373 appearances, 30 goals
18. Maurice Norman: 1955-67, 411 appearances, 19 goals
17. Bobby Smith: 1955-64, 317 appearances, 208 goals
16. Mike England: 1966-75, 397 appearances, 19 goals
15. Jurgen Klinsmann: 1994-95, 1997-98, 68 appearances, 38 goals
14. Osvaldo Ardiles: 1978-88, 311 appearances, 25 goals
13. Cliff Jones: 1958-68, 378 appearances, 159 goals
12. Chris Waddle: 1985-89, 173 appearances, 42 goals
11. Ted Ditchburn: 1939-59, 452 appearances
10. Martin Peters: 1970-75, 260 appearances, 76 goals
9. Gary Lineker: 1989-92, 138 appearances, 80 goals
8. John White: 1959-64, 219 appearances, 47 goals
7. Ron Burgess: 1938-54, 327 appearances, 17 goals
6. Pat Jennings: 1964-77, 590 appearances
5. Paul Gascoigne: 1988-92, 112 appearances, 33 goals
4. Glenn Hoddle: 1975-87, 490 appearances, 110 goals
3. Jimmy Greaves: 1961-70, 379 appearances, 266 goals
2. Dave Mackay: 1959-68, 318 appearances, 51 goals
1. Danny Blanchflower: 1954-64, 382 appearances, 21 goals
David Bentley yolcu
David Bentley Blackburn'den Tottenham'a transfer olmuştu. Pek cüzi bir transfer olduğu söylenemez. İyi bir futbolcu olduğunu söylemiştim. Hala da öyle düşünüyorum. Fakat Redknapp takımda ona ihtiyaç olmadığını düşünüyor sanırım. Bunda Aaron Lennon'ın bu sezon zaman zaman insan üstü futbol oynamasının da payı büyük tabii. Redknapp şöyle demiş; "Bentley, Aaron Lennon oynamadığı zaman bile forma şansı bulamadığı için ayrılması gerektiğini düşünecektir." Bana ufaktan bir kapı gösterme gibi göründü. Eğer yedek kalacaksa, gitmesi Tottenham için de hayırlı olacaktır. 15 milyon poundluk bir yedek Tottenham için fazla.
Roman Pavlyuchenko vs. Harry Redknapp
Tottenham'ın 2-1 kazandığı Manchester City maçının 75. dakikasında Redknapp, Pavlyuchenko'yu kenara aldı. Roman bu değişiklikten memnun olmasa gerek ki, elini sıkmak için bekleyen menejerini görmezden gelerek direk tünele doğru yöneldi. Bunu saygısızlık olarak nitelendirmiş Harry Redknapp. Haklı da. Ülkemizde de bu tip kaprisleri son zamanlarda görmeye başladık. Son maçta Güiza'nın oyundan alınırken yaptığı gibi. Yer yer otorite boşluğundan kaynaklansa da, Tottenham'da öyle bir durum olduğunu sanmıyorum.
Pavlyuchenko'da bunu destekler nitelikte açıklama yapmış. Tepkisinin menejerine veya değişiklik kararına değil de, kendisine olduğunu söylemiş. Maç boyunca 2-3 fırsat yakalayıp, bunları değerlendirememesinin kendisini üzdüğünü bu yüzden böyle bir şey yaptığını söylemiş. Taraftarlardan, takım arkadaşlarından ve Harry Redknapp'ten özür dilemiş. Pavlyuchenko bu sezon ligde 5 gol attı. Performansının onu sinirlendirmesi normal çünkü kanat oyuncusu olan Aaron Lennon'ın da 5 golü var. Önümüzdeki sezon çok daha fazlasını atması gerekecek.
Rijkaard haberleri
Basınımızda hem Fenerbahçe'ye hem de Galatasaray'a geleceği yazıladursun, İngiliz basını da boş durmuyor. Rijkaard'ın adını Manchester City ve Chelsea ile anıyorlar. Bir kaç post önce Manchester City başkanının söylediklerinden bahsetmiştik. Rijkaard ise bir kısım teklifler aldığını fakat bu teklifleri açıklamanın hala görevde bulunan menejer için saygısızlık olacağını düşündünü söylemiş. Şimdilik milli takım antrenörlüğünü düşünmüyor. Real Madrid'ten teklif gelmesi durumunda ne yapacağı sorusuna da 'Henüz öyle bir şey yok. Gelirse düşünür, bir karara varırım' demiş. Türkiye'yle yolunun kesişmesi yalnızca turistik amaçlı olacak gibi duruyor.
Diego Juventus'ta
Zaten belliydi Juventus'a gideceği. Haftalar öncesinden her yerde yazıyordu. 25 milyon Euro Werder Bremen'e, Diego'ya da yıllık 3.5 milyon Euro ödenecekmiş. 5 yıllık bir sözleşme. Juventus için iyi bir transfer olup olmadığını tartışmaya gerek yok sanırım.
Grafite + Dzeko = 51
Bundesliga'da Felix Magath'ın öğrencileri şampiyonlupa koşuyor. Şimdiye kadar hiç şampiyon olmayan bir takım Wolfsburg. Bu sezon bu kadar başarılı olmalarındaki en önemli sebeplerden biri Grafite-Dzeko ikilisi. İnanması güç olsa da bu iki adam toplam 51 gol attılar. Bu sezon Wolfsburg'un attığı gol sayısı ise 75. Gol krallığında ilk iki sırayı paylaşıyorlar. Onları 23 golle Mario Gomez, 21 golle Patrick Helmes izliyor. Sakatlık geçirmeseydi Vedad Ibisevic büyük bir rakip olabilirdi krallık yolunda fakat ipi bu iki isimden biri göğüsleyecek gibi görünüyor.
Bu konuda rekor Gerd Müller ile Uli Hoeneß ikilisine ait. 1971/1972 ve 1972/1973 sezonlarında iki kez toplamda 53 gol atmışlar. Bu gollerin büyük çoğunluğunu Gerd Müller kaydetmiş tabii ki. Grafite - Dzeko ikilisindeki yarış, Müller - Hoeneß ikilisinde o kadar çekişmeli değilmiş.
Dzeko ikinci yarıda en çok gol atan oyuncu ünvanını da ele geçirebilir. İhtimal çok düşük olsa da bir umut var. Rekor yine Gerd Müller'de. 17 maçta 23 gol atmış. Ondan sonra Dieter Müller geliyor. O da 21 gol atmış. Dzeko'nun da ligin bitimine 1 maç kala ikinci yarıda 20 golü var. Son maçın Werder Bremen'le olması dezavantaj tabi.
Grafite-Dzeko ikilisi şimdilik Hertha Berlin(48), Hamburg(46), Schalke 04(45), Hannover 96(47), Köln(34), Frankfurt(37), Bochum(38), Borussia Mönchengladbach(38), Arminia Bielefeld(27), Energie Cottbus(27), Karlsruher(26) gibi takımlardan fazla gol attı.
Tarnat yolun sonunda
Michael Tarnat... 39 yaşına gelmiş. Fifa serilerinden dolayı nedense bir sempatim vardı bu adama. Hannover 96'da oynuyor şimdilik. Şimdilik diyorum çünkü Hannover menejeri Dieter Hecking, Tarnat'a yeni sezon için sözleşme önermeyeceklerini söylemiş. Fakat kulüpte kalmasını istiyorlarmış ve buna göre bir sözleşme önerilecekmiş.
Duisburg, Karlsruher, Bayern Münih, Manchester City ve Hannover 96 formalarını giydi 19 yıllık kariyerinde. 19 kez de Alman milli takım formasını giymiş. Bir şampiyonlar ligi kupası, bir dünya kupası, 4 Bundesliga şampiyonluğu görmüş. Bırakmasının zamanı geldi ama bakalım o ne düşünüyor bu konu hakkında. Önümüzdeki günlerde açıklamasını yapacaktır.
Hughes Kalıyor?
Manchester City'nin başkanı Khaldoon Al Mubarak önümüzdeki sezon Mark Hughes ile yola devam edeceklerini söylemiş. Manchester City geçtiğimiz 15 yılda 10 kez menejer değişikliğine gitmiş. Premier Lig gelenekleri göz önüne alındığında yüksek bir rakam gibi gözüküyor. Mubarak, Hughes'e güveninin tam olduğunu, takımı yaz döneminde çok iyi hazırlayıp önümüzdeki sezon daha iyi yerlere geleceklerine inandığını söylemiş. Ayrıca bu seneki başarısızlıkta da payı biraz medyaya biraz da kendilerine çıkarmış. "Medyanın takım üzerinde inanılmaz bir baskısı var. Bunun etkisi tabii ki olumsuz oluyor. Ayrıca devre arasında çıkan transfer haberleri de takım üzerinde baskı yarattı. " demiş.
Amr Zaki v Antonio Valencia
Geçtiğimiz günlerde Steve Bruce, kiralık olarak forma giyen Amr Zaki'yi almakla ilgilenmediklerini belirtmişti. Zaten araları açıktı Zaki ile Bruce'un. Ligin ilk yarısına bomba gibi girmişti halbuki. 16 maçta 10 gol atarak dikkatleri üzerine çekti. Daha sonra bir düşüş mü desem, bir çöküş mü? Her ne olduysa hala 10 golü var Premier Lig'de. Önümüzdeki günlerde menejeriyle bir araya gelip geleceğine yön verecekmiş. "Belki de Premier Lig'de kalırım, kim bilir? Fakat Zamalek'e dönmek de bir seçenek." demiş.
Bruce ayrıca Antonio Valencia'yı da bu transfer döneminde ellerinde tutmanın zor olduğunu söylemiş. Bayern Münih, Manchester United ve Real Madrid ilgileniyormuş ki bana pek inandırıcı gelmedi.
18 Mayıs 2009
Sheffield Wednesday 1903/1904
Sheffield Wednesday'in ligi şampiyon bitirdiği sezona ait bir hayli eski bir fotoğraf. Aynı sezonda Liverpool birinci lige veda ederek, ikinci lige düşmüş. Everton'ın 3. olduğunu da görünce, Everton taraftarı için güzel bir sezon olduğunu söylemek için çok da zeki olmaya gerek yok.
16 Mayıs 2009
Kupayı Alır Giderim
Fergie 11. United 18. şampiyonluğunu ilan etti.
Daha önceden belirtmişti Carlitos Fergie'nin ailesine ait olmadığını.
Kupayı kaldırdı ve son kez el salladı El Apache.
15 Mayıs 2009
Finallere Doğru
Nba'in en iyi 5'i yukarıda. İsimler tanıdık. Geçtiğimiz sezonun en iyi 5'inden 3 isim, James, Bryant ve Howard. LeBron ve Howardın üst üste ikinci seçilişleri. Kobe kazığı çaktı , son 4 sezonu üst üste olmak üzere toplamda 7. kez Top 5'te fenomen. Nowitzki en iyi ikinci 5'ten terfiyi aldı bu sene. Wade sakatlığın ardından olması gereken yerde.
Bryant, Lebron ve Kobe yollarına devam ediyorlar. Diğerleri çoktan tatile çıkmıştır. Cleveland doğuda, Denver batıda finaldeler. Kupa hayalleriyle beklemeye başladılar. Nuggets 1985'ten beri ilk defa finallerde. Cleveland son iki sezon fazlasıyla tırnak yedi, şampiyonluktan azı hüsran onlar için. Bu kadar aç ve dinç iki takım karşısında geçen sezonun konferans şampiyonlarını görmek keyifli olacak.
Daha da keyifli kılacak bir ayrıntı da geçen sezondan. Lakers Denver'ı Boston da Cleveland'ı playoff dışına itmişti. Lakers-Nuggets & Boston-Cleveland eşleşmeleri muthiş olacak.
Tabii önce devirmeleri gereken Houston ve Orlando var.
Seriler 3-3 La ve Boston kendi sahalarında çıkacaklar son maçlarına.
İkisini de rahatlıkla finale yazabiliriz şimdiden.
Diego Milito İnter'e Doğru?
Marca'da çıkan habere göre Milito İnter ile 3 yıllık anlaşmaya varmış ve imza önümüzdeki hafta atılacakmış. Milito bu sezon attığı gollerle Genoa'nın şampiyonlar ligini kovalamasında önemli rol oynadı. İbrahimoviç de geçtiğimiz günlerde başka heyecanlar aradığını dile getirmişti. Bakalım seneye İnter'in forvetinde kimleri göreceğiz..
13 Mayıs 2009
Kupayı Gördüm!
İzmir'de oynana finali kazanan taraf 4-2 lik net skorla Beşiktaş oldu. Ama asıl olan bizim FB Striker'a oldu. Takımı kupayı kazanamadı ama kendisi dünya gözüyle bir Türkiye Kupası görmeyi başardı. Tesadüfen de olsa bir kupa alın arkadaşım! diyor ve topu izlenimlerini almak üzere Striker'a atıyorum.
12 Mayıs 2009
İzmir'e...
Türkiye'nin en güzel şehirlerinden biri, kimilerine göre en güzeli. Bu akşam Fenerbahçe'yi desteklemek adına İzmir'e doğru yol alıyoruz. Güzel futbol, güzel tribünler ve artık kupa görmek dileğiyle... Alamasak da canımız sağ olsun, yapacak bir şey yok. Necati Cumalı'dan hoş bir alıntı:
Not: Dönüşte, biraz geç olsa da, gözlemlerimize blogda yer veririz. Şimdilik sizi tdrgn ve pivot santrafor'la başbaşa bırakıyorum. İki Galatasaraylıya blogu emanet etmek pek çekici gelmese de, yapacak bir şey yok. Hiç olmadı dönüşte bir çaresine bakarız. :)Aşklarının tarihi bir şehrin tarihidir diyorum
Gün gelir aşklarıyla anılır şehirler anılırsa
Niyetim sevdalı sözler etmek olmasa
İzmir için ne yazarsam sana adıyorum!
Super Pippo
“ After the goals in Athens I didn’t sleep for 10 days.
It’s just the way I am, I like to play as if I were 20 years old.I steal the balls at the end of the match. I stole 2 in one week: the one of the hat-trick and the one of my 300th goal as a professional.
On the way home, Alessia told me ‘you’re like a child’. She’s right, but, I think that’s the spirit that lead me to here. ”
Niceleri sevmez çalışmaya, gol atmaya, futbola aşık, attığı her gole ilk golüymüş gibi çocukça sevinen bu adamı. 36 yaşında çirkin kral, son 9 maçında 11 golü var, yalnızca 2'sinde 90 dakika forma giydi.
Ekliyor Pippo,
"Çizginin dışına çıkma vakti gelmedi. Sırada Baggio var, hedefim 319."
Bu Adamı Seviyorum
Türkiye'ye ve tabiki Galatasaray'a gelmiş en sempatik futbolcudur benim gözümde. Fifa'nın resmi sitesine çok güzel açıklamalarda bulunmuş. o açıklamaların tamamına buradan ulaşılabilir.
"Eğer birisi çıkıp da kendi taraftarının bizimkilerden daha iyi olduğunu söylerse; öyle olmadığına dair iddiaya girerim"
Seviyoruz seni Harry, yola devam.
11 Mayıs 2009
Freiburg yeniden Bundesliga'da
İkinci ligdeki 3. şampiyonluklarını aldılar. Üç tane Türk oyuncu var kadrolarında; Ali Güneş, Rahman Soyudogru ve Ömer Toprak. Ömer Almanya u19 milli takımı için oynamış.
Bu ikinci ligdeki 4. sezonlarıydı. Bundan önce 2 kere dördüncü bir kere de beşinci olsalar da Bundesliga'ya çıkma başarısı gösterememişlerdi. Hayırlı olsun, ne diyelim.
İbrahim Akın
Projeyi bitirmiş, teslim etmişim. Protokol desen, o da tamam. Rahat rahat aldım bilgisayarı önüme, keyif yapacağım. Spor sitelerini biraz kurcalarken İbrahim Akın'ın Fenerbahçe ile hemen hemen anlaştığını gördüm. Kaçtı tabi keyfim. Anlamıyorum, Beşiktaş'la Fenerbahçe arasında bilmediğimiz bir anlaşma mı var?
Yalan haber olması dileğiyle...
10 Mayıs 2009
Keep Off The Grass
"Fenerbahçe - Galatasaray maçı 19 Mayıs'ta İnönü'de."
Her iki takım taraftarına eşit sayıda yer ayırılacak. Amaç son derbinin kötü repütasyonunu silip "Fair Play" ruhunu ihya etmek mi 19 Mayıs'a renk getirmek mi bilinmez. İki seçenek de samimiyet olarak fazlasıyla eğreti duruyor.
Velev ki fikirde toz pembe gözüken bu kardeşlik organizasyonun zikirde faydaları-zararları da tartışılır o ayrı.
Elim ve vahimi ise maçın BJK İnönü Stadı'na verilmesi. Ortada bir zorunluluk yok iken maçın oynanabileceği bir çok stad mevcutken İnönü tercihini bir Galatasaray taraftarı olarak Beşiktaş taraftarına hakaret addediyorum. Dostluk maçı da olsa, bayram maçı da olsa, paf maçı da olsa, 6 yaş altı maçı da olsa Beşiktaş kapalısını Galatasaray ve Fenerbahçe tribününe bırakmak hangi dahi yetkili mercilerin ürünüdür. Akabinde çıkacak olaylara biber gazı-panzer-gaz bombası triosuyla müdahale edip tribün terörü yaftasını yapıştıracak yetkili mercilerin tabii ki.
Evet, kuvvetle muhtemel Gs-Bjk-Fb taraftar gruplarının 19 Mayıs'a binaen oto kontrolleriyle maçta ve stad dışında tatsız birşey yaşanmayacaktır.
Velhasıl bu ülkede insanlar için futbolun ekmek-su, İnönü'nün, Samiyen'in, Saracoglu'nun yuva olduğunu bilmemek,bu raddede yangına körükle gidebilmek için ne raddede kör olmak gerekir...
08 Mayıs 2009
Premier Lig düşme hattı
Premier Lig'de son 3 haftaya girilirken, puan durumuna bakıldığında seneye bir alt lige düşme ihtimali olan 5 takım görülüyor. Tabi çok büyük süprizler olması halinde bu sayıyı arttırabiliriz ama sanmıyorum öyle bir şey olacağını. Düşmemeye oynayan takımlar; Sunderland(35), Hull City(34), Newcastle United(31), Middlesbrough(31), West Bromwich Albion(28).
Önümüzdeki haftadan itibaren fikstüre bakacak olursak;
Hull City - Stoke City
Newcastle United - Middlesbrough
WBA - Wigan
Bu haftaki Newcastle - M'boro maçının ne kadar kritik olduğunu söylemeye gerek yok. Yenilenin şansı çok azalır. Berabere biterse iki takımın da şansı çok azalır. Maçın St. James' Park'ta olması hem Magpies için hem de maçı izleyecek olan bizler için bir avantaj. M'boro'nun seyircisinin maça hiçbir şey katmadığını düşünüyorum. Belki de benim izlediğim maçlar öyle denk geldi, bilemem... Her neyse geriye kalan 3 maçtan Sunderland ve WBA'ın işi zor. WBA'nın kurtulma şansı çok zor olsa da, ihtimal olarak göz önüne almak lazım. Hull City ise rakiplerine göre daha kolay bir ekiple oynuyor. Yeri gelmişken söyleyelim, sene başında Stoke City'nin düşecek takımlardan biri olacağını düşünüyordum, ama öyle olmadı. Hafta itibariyle 13. sıradalar.
Middlesbrough - Aston Villa
Newcastle United - Fulham
WBA - Liverpool
Portsmouth - Sunderland
Az önce WBA'nın az da olsa bir şansının olduğunu söylemiştim. O şans bu haftaya kadar. Liverpool karşısında tutunabileceklerini sanmıyorum. Liverpool'un şampiyon olma şansı var hala. Bakmayın Manchester United'ın maç eksiği olduğuna. Daha Arsenal'le oynayacaklar ve Manchester City ile derbi maçına çıkacaklar. Olmaz demeyin, olabilir. Aston Villa bu saatten sonra ne uzar, ne kısalır bir durumda olduğu için maça rahat çıkacaktır. M'boro için avantaj olmaz bence. Kendi sahalarındalar ama Villa maçı alır, en kötü ihtimalle berabere kalır diyorum ben. Fulham enteresan bir takım. Beklenmedik maçlarda beklenmedik işler yapabiliyorlar. Magpies yine kendi sahasında. Bence 3 ihtimalli bir maç. Portsmouth ikinci yarı ile birlikte düşüşe geçti. Şu an bu saydığımız 5 takımın biraz üstündeler. Buna da 3 ihtimalli diyelim.
Blackburn - WBA
Hull City - Manchester United
Sunderland - Chelsea
West Ham - Middlesbrough
En üsttekilerle en alttakilerin kapışacağı bir hafta olacak son hafta. Hull City ve Sunderland ne yapıp edip işi son haftaya bırakmamaya çalışacaktır. WBA bu haftaya girildiğinde düşmeyi garantileyeceği için hakkında konuşmaya gerek yok. Diğer maçlarda da ne olacağını önceden kestirmek zor. Düşmemeye oynayan takımlardaki son hafta psikolojisi kimi zaman yararlı olsa da, ters teptiği zamanlar da azımsanmayacak kadar fazla. Tüm bu yazdıklarımız ışığında bana göre lig sonunda düşen takımlar şöyle sıralanır:
20-West Bromwich Albion
Tahminlerimin çoğu zaman tutmadığını da bu takımlardan herhangi birini destekleyen arkadaşları rahatlatmak için ekleyeyim.