Anketimizi sonuçlandırdık.
1. Zlatan Ibrahimovic (19)
2. Fernando Torres (8)
3. Didier Drogba (7)
4. David Villa (6)
5. Samuel Eto'o (3)
6. Wayne Rooney (1)
Katılan herkese teşekkürler.
30 Kasım 2008
En 'Flamboyant Striker' hangisi?
28 Kasım 2008
NEC Nijmegen: 0 - Tottenham: 1
Tottenham sahaya 4-4-2 ile çıkmış. Geri dörtlüde; Chris Gunter, Michael Dawson, Jonathan Woodgate, Gareth Bale. Orta alanda; Bentley, Zokora, Huddlestone, O'Hara. Forvette de Frazier Campbell ve Darren Bent.
Aslında daha farklı bir galibiyet bekleyebilirdik ama önemli olan 3 puandı. Golü O'Hara atmış. Redknapp zeminin kötülüğünden söz etmiş. Topu dolaştırmada zorluk çektiklerini fakat 3 puanı alıp işlerini yaptıklarını belirtmiş. Tottenham büyük ihtimalle 2. olarak gruptan çıkacaktır. Şampiyonlar liginden gelecek olan takımla eşleşmek dezavantaj gibi görünüyor fakat, oradan kimin geleceği belli olmaz. Udinese'nin önümüzdeki maçını kaybetmesi durumunda işler değişebilir. İkili averajda Udinese'nin avantajı var. 2-0 kazanmışlardı Tottenham maçını, Juande Ramos zamanında. Teyy teyy...
Yürüyedur Tottenham!
Juan Manuel Mata
FM 2008'de Valencia ile oynamaya başladığım zamanlarda tanıdım bu wonderkid' i. 1988 doğumlu, sol kanatta ve forvette oynayabiliyor. Geçen sezon takımın başında Quique Flores varken pek şans bulamasa da, Koeman' ın gelişi ile birlikte forma giymeye başlamıştı. Takımdaki diğer isimli futbolculardan büyük destek gördüğü açık. Bu sezona da iyi başladı, İspanyolların ondan beklentileri fazla. Kaliteli, oyunda derinliğe sahip, gole çabuk gidebilen bir oyuncu.
Sezon başında takip etmeye çalışıyordum taa ki uydu değişikliğine kadar. .artık uyduda ntvspor ve ntv gibi kanallara ulaşamıyorum, ağlıyorum.. Bu akşamki uefa kupası maçında da golünü atmış..
24 Kasım 2008
Pauleta yeniden PSG'de
Geçtiğimiz günlerde bıraktı futbolu bildiğiniz gibi. Yolları yine Paris Saint Germain'le kesişti ama Fransa'yla pek kesiştiği söylenemez. Nitekim kendisi bundan sonra scout olarak görev alacak. Oyuncu arayacağı yerler ise İspanya ile Portekiz'miş. Fm'de çok severdim futbolu bırakan futbolcularımı kulüpte tutmayı. Fransa'da sempati duyduğum takımın bunu yapması hoşuma gitti.
Gallas out <-> Cesc in
Arsenal kaptan değişikliğine gitti. Pazubant Gallas'tan alınıp, Fabregas'a verildi. Böyle genç bir takımın 21 yaşında kaptanı olması gayet normal. Kiev maçına ilk kez kaptan olarak çıkacak Cesc. Arsene Wenger açıklama yapmak zorunda olmadığını, takımın gizliliğine saygı duyulması gerektiğini belirtmiş. Çoğu kişi az çok tahmin ediyordur neden değişikliğe gidildiğini.
O an #1
Bitmesin bu rüya #2
Hız, yetenek, sol açık... Kaç kişi geldi aklınızda? Bir de Manchester United diyelim? Buldunuz tabii ki, Ryan Giggs!
23 Kasım 2008
Tottenham Hotspur:1 - Blackburn: 0
Tottenham için lig bu maçtan sonra başladı. Dipte olmanın stresini geride bıraktılar ve kendilerine olan inançlarını sağlamlaştırdılar. 7. Everton'la puan farkı 4'e düştü, şimdilik 15. sırada. Golü Pavlyuchenko attı, Lennon harika bir futbol oynamış. Bentley'den gol beklemiştim ama olmadı, canı sağolsun.
Yürüyedur!
Harry Radknapp'in gelişinden sonra Tottenham şahlandı. Bu hafta White Hart Lane'de Blackburn ile karşılaşacaklar.
Bantley açısından önemli bir maç. Eski takımına karşı şans verilirse, ki verilecektir bence, oynayacak. İçimden bir his gol atacağını söylüyor ama bakalım. Eski takımına karşı oynayan her futbolcu gibi orada güzel zamanlarının geçtiğini ve hala görüştüğü arkadaşlarının olduğunu söylüyor.
Sakatlar var Tottenham'da. Sanırım Wootgate hasta fakat maçta oynayabilecek gibi gözüküyor. Giovani Dos Santos uzun süredir sakat, takıma pek bir katkı sağlayamadı bu yüzden. Eksikliği hissedilecek isim Luka Modric. Sakatlığından kurtulmuş olsa da antremansız olması en iyi ihtimalle sonradan oyuna girmesine sebep olacak.
Mağlubiyetin arkasından oynanması açısından bu maç önemli. Alınması halinde Tottenham'ın çıkışı devam edecektir. Şunu da ekleyelim, puan durumunda Blackburn Tottenham'ın hemen üstünde 18. sırada. Dualarımız Tottenham ile birlikte...
Emre Tilev
Facebook hesabı varmış bu zat-ı muhteremin. ÖSS'ye hazırlanan ergen bünyeler gibi, "Çok çAlıŞmaK Lasımm :) :P" tarzı bir ileti yazmış. Bari hakikaten çalışsa da adam gibi bir maç izletse bize. Derinlemesine analizler yapıyor sanırım.
Ek: Interested in: Men yazıyormuş. Vay anam vay...
20 Kasım 2008
18 Kasım 2008
Servet Çetin ve Maskesi
Kaya gibi topçudur bizim aslan parçası Servet. Öyle kolay kolay devrilmez, vurduğunu devirir, kendisine vuranı da devirir. Fedakardır Servet, takım gol yollarında sıkıntı çekiyorsa, çıkar ileri, arkadaşlarına yardımcı olur. Sakatlığın kralını geçirsin, "bana mısın?" demez, çıkar topunu oynar tam performans...
Geçen haftaki derbide, Edu Draceña'nın kafa topuna çıkarken yaptığı, müthiş 2 hit combo dirsek hareketiyle, aynı elmacık kemiğine 2 sefer dirsek yemiş, ve elmacık kemiği kırılmıştı ve yine " bana mısın?" demeden, mor bir elmacık kemiğiyle, elinde buz torbasıyla, derbiyi tamamlamıştı.
Hafta içinde Kayserispor ile kupa maçı vardı. Düşünüyordum, "ulan bu Servet'e o elmacık kemiği koruma maskesi nasıl olur?" diye. Plastik, arkadan kolayca bantlanan bir maske bekliyordum. Bundan bir kaç sene önce Ali Tandoğan'ın kafa atmasıyla, İbrahim Üzülmez'in taktığı gibi. Kayseri maçını izlemedim. Maç sonu yorumları, videoları izledim. Bir baktım, bir haber, "Maskeli Servet" tarzı bir şey. Aha dedim bu. Açtım haberi, fotoğrafa baktım. Lan o ne öyle? O ne biçim maske? anlam veremedim.
Sonra Galatasaray-İBB maçına gittim, stadyuma. Yine maskeliydi Servet fakat, bu sefer de herkes aynı soruyu soruyodu : "Nonda mı lan o? Kim o?". Bildiğimiz Ayıboğan Servet işte.
Bilmiyorum, sporcu sağlığıyla ilgili yeni teknoloji aparatlarını. Belki vardır bir özelliği ama maskeyi de gidip Sex Shop'dan almanın bi anlamı yoktu heralde, saçlarını da böyle arkadan bağlamış çıkarmış falan.
NBA ile ilgilenenler bilir, Richard Hamilton, seneler önce elmacık kemiğini kırdı, şeffaf maske taktı, hala suratında o maske...
Aman diyim Servet, özenme onlara...
17 Kasım 2008
Galatasaray 2 - 0 İ. B. Belediyespor
Maç çok sıkıcıydı gerçekten. Servet' in ve Lincoln' ün direkten dönen topları dışında doğru dürüst bir pozisyon yoktu, yüksek tempo ve üst düzey mücadele de. Ama bu maçı bana izlettiren sahadaki parçalı forma oldu. Galatasaray taraftarı takımını sahada her zaman parçalı forma ile görmek ister. Sezon başında tanıtılan parçalı forma-beyaz şort kombinasyounu, bu sezon hiç kullanılmamıştı Hadi onu geçtim klasik parçalı forma ise sadece ASY' deki Steau Bükreş maçında giyilmişti. Zaten son bir kaç yıldır iç saha forması olarak tanıtılan sarı-kırmızı formayı pek fazla sahada göremiyoruz. Bu durumu ise forma seçiminde önceliği deplasmna takımına verme saçmalığına bağlamak istiyorum. Son olarak da kişisel tarihimden bir not: 2005-2006 sezonundan bu yana 26 tane iç saha maçına gitmişim ve bu maçlardan sadece 9 tanesine sarı-kırmızılı forma ile çıkılmış.
11 Kasım 2008
vize haftası
Hem penaltı hem gol!
Bir yazar daha ihtiva ediyor artık blog. Kendisiyle aramızdaki futbola dair ilginç saptamaları yazacaktım, artık gerek kalmadı. Zamanla burada olacaktır yazılar merak etmeyin.
07 Kasım 2008
Benfica - Galatasaray
Saat 20:00 civarıydı. Zemin futbola müsait, hava şartları futbola müsaitti. İki takımda maç için hazırdı. Fakat ben değildim. Pivot Santrafor'u aradım. Açtı telefonu. "Naber lan Pivot?" dedim, "İyiyim senden naber?" dedi, "Ben de iyiyim sağol dedim" sonra dedim ki "Gel maçı beraber izleyelim", o da yok hafız "Sınav falan var dedi" ben de "Tamam lan gelmezsen gelme" dedim ve kapattım telefonu.
Pivot yoktu, ama cips vardı kola vardı bira vardı. Yemişim Pivot'u. Saat 21:30 oldu ve maç başladı. Ben de bir mağlubiyet havası hakimdi. Pivot da ne hakimdi onu bilmiyorum ama. Maçın 1. dakikasında Lincoln'le, 2. dakikasında da Ümit Karan'la pozisyona girdi Galatasaray. "Noliy la?" dedim kendi kendime. Herhalde Pivot da demiştir. Bu arada maç devam etkmekteydi fakat Galatasaray'ın ilk 2 dakikasında ürettiği pozisyonlardan başka adam akıllı bir pozisyonu yoktu, fakat pozisyon da vermiyordu. Kötü değildi takım, şahane pas yapıyordu. Ha bu arada Pivot "Noliy la?" dememiştir, dersteydi çünkü o esnada.
Devre arası oldu, gittim iki lokma bişey yedim, su içtim, biraz zapping yaptım falan...
2. yarı başladı, sahada muazzam bir Galatasaray vardı. O çok klişeleşmiş, herkesin dilinde 2000 ruhu geri dönmüştü sanki... Paslar, yardımlaşma, alan daraltma, teke zortlatma, her şey vardı Galatasaray'da. Mağlubiyet havasının hakim olduğu müsabakadan muazzam futboluyla galip ayrılmıştı Galatasaray... Sadece hücumda değil, savunmada da olağanüstü bir Galatasaray izledim ben. Pivot da izlemiştir.
Galatasarayımız için talihsiz bir günde böyle bir galibiyet almak ilaç gibi geldi...
Bu maçtan sonra gözümüzü Kadıköy'e çevirdik, hem 2 gün sonrası için hem de Mayıs'taki UEFA kupası finali için...
Pivot sen de çevirdin mi lan?
Benfica 0 - 2 Galatasaray
Estadio da Luz' da kimsenin beklemediği bir skor aldı Galatasaray. Maçın ilk yarısını izleyemedim ama 2. yarıda oynanan oyun keyif verdi. Bir kere en çok dikkat çeken nokta; ayağa pas yapan, ileriye gelişi güzel-dandun- toplar atmayan bir takımın sahada olmasıydı. Emre'nin golünden sonra takımın geri çekilmesini beklerdim. Skorda olduğu gibi burda da yanıldık. Golden sonra pozisyon vermeden üstüne bir de 2. golü atarak rahat bir şekilde maçı bitirdik.
Bu skorun ortaya çıkmasında en önemli etken, kewell'ın yokluğunda geri dörtlü-ayhan-meira bloğunun bozulmamasıydı. bunun yanı sıra arda ve lincoln de kazanılan topları olumlu kullandılar. belki biraz da benfica'nın zaaflarından olacak ama lincoln'ün de çoğu pozisyonda ayakta kalmayı başarması, Galatasaray' ı oyunun hakimi yaptı. Uefa'daki bir sonraki maç ise Metalist ile 27 kasımda Ali Sami Yen' de grup liderliğini getirecek maç...
Bir eleştiri de Baros'a: At onları be gözüm!
06 Kasım 2008
Iniesta 6 hafta yok!
Iniesta, şamiyonlar ligindeki Basel maçında sakatlandı ve yaklaşık 6-8 hafta sahalardan uzak kalacak. Barcelona' nın orta saha yükünü Xavi ile birlikte çekiyorlardı. Guardiola' nın gözü zorlu maç trafiği öncesi oldukça korkmuş olmalı...
-iniesta' nın sevilla, valencia, villareal ve madrid maçlarında takımda olmayacağını düşünmek bile rengimi onun kendi renginden daha beyaz yaptı!
02 Kasım 2008
Selçuk İnan
Geçen sezon benim de eski açık tribünden seyrettiğim maçta, Manisaspor formasıyla uzaktan 2 tane güzel gol atmıştı Galatasaray'a. Uzaktan şut atan, sürekli deneyen futbolcuları oldum olası sevmişimdir. Dün de İstanbul B.B.S'a harika bir gol attı. İngiltere Premier liginde görmeye alışık olduğumuz tarzda bir vuruş. Ceza sahası dışından topun dibine girişi muhteşemdi. Herhalde bu sezon atılan ve atılacak goller arasında ilk 5'teki yeri garantidir.
Football Manager 2009 (demo)
Çıkmış efendim demosu. Haliyle hemen indirmekteyiz. İndirelim, oynayalım yorumları buraya yazarız. FM'nin vize zamanları bunu yapması insanlığa sığmaz ama yapacak bir şey yok.
Eskişehirspor:2 Fenerbahçe:2
Bir çiçekle bahar olmaz demiştim. Olmadı da. Fenerbahçe'nin ciddi bir müdahaleye ihtiyacı var. Arsenal maçı şimdiden rüyalarımıza girmeye başladı. Bu kadar futboldan uzak oyun anlayışı olamaz. Eskişehir'in gol olduğu söylenen pozisyonuna herkes yorumunu katarak bir tahminde bulunacaktır. Net olarak görünmüyor çünkü. Eğer golse yazık oldu Es Es'e.
Volkan Demirel: Dün Edu ile birlikte Galatasaray ile oynanan kupa maçından bir kesit sundular bize. Biraz konuşun! Ya Edu adam gibi Türkçe öğrensin ya da Volkan Portekizce "Bırak!", "Bende!" gibi basit kelimeleri öğrensin. Bir değil iki değil. Eğer Volkan söyledi de Edu duymadıysa onu bilemem. Volkan'da da Serdar Kulbilge'de olduğu gibi bi' ses yok ki inletsin her yeri...
Roberto Carlos: Eleştirmek haddime değil diyerek geçiştiriyorum yine...
Lugano - Edu: Uyumsuzlar. Kaç sene oldu hala bir uyum sağlayamadılar. Adam paylaşımı yok. Kademe yok. Bir defans ikilisinde sadece bu ikisi olmasa bile, büyük bir takımda oynamamaları için yeterlidir. Edu'nun yediğimiz golde Volkan eğer bırak dediyse, topu bırakmaması hiç uslanmadığının kanıtı.
Gökhan Gönül: Yine basit hatalar yaptı. Önünde hiç kimsenin oynamıyor olması onu zor durumda bırakıyor. Hücuma çıktığında geride kalacak bir adam olmuyor.
Maldonado: Yahu sen nesin birader? Futbolcu değilsin onu biliyoruz da nesin? Bir metre top sür kafamı kıracağım ya. Ne defansif anlamda iyisin ne de hücumda. Bu kadar yavaş, bu kadar saçma futbol oynanamaz. Hemen gönderilmesi lazım. Hem de daha fazla oynatılmadan...
Semih: Ben mevkisini çözemedim dün Semih'in. Sağ açık desem değil, forvet hiç değil, forvet arkası da değil. İstekliydi ama nerde oynuyorsa artık, o mevkide olmadı.
Selçuk: Maldonado'dan katbekat iyi oynamasına rağmen oyundan alındı. Maldonado'yu görünce bu adamı eleştirmek inanın içimden gelmiyor. O derece!
Uğur Boral: Yine yüzlerce çalım denemesi, ayakta saatlerce tutulan toplar, toptan hızlı koşmaya çalışmalar... Geçen seneki Uğur nerede? Görenler Samandıra Tesisleri'ne bırakıversin.
Alex De Souza: Fenerbahçe'deki 101. golünü attı. İlk golü çok güzeldi. İkinci golde de kaleciden topu kurtarışı Güiza'ya birşeyler anlatır gibiydi. Büyüksün kaptan!
Güiza: Bu adam nasıl gol kralı oldu cidden merak etmeye başladım. Arsenal maçında da, Eskişehir maçında da kaleciyle karşı karşıya pozisyonları atamıyor. Almunia'da Eskişehirspor'un kalecisi de bana göre kaleci falan değil ama atamıyor. Topu ne tarafa çekse gol ama kalecinin içinden geçirmeye çalışıyor. Sen ne kadar çabalarsan çabala o pozisyonları atamazsan olmaz. İddia ediyorum, o pozisyonlara Semih girse mutlaka gol atar!
Ali Bilgin: Sanırım Burak Yılmaz'dan sonra Aragones'in yeni sevgilisi...
Galatasaray'ın bu akşam puan kaybedeceğini sanmıyorum. Beşiktaş kaybedebilir. Bu futbolla bizi ilgilendirmiyor bunlar. Böyle oynarsak şampiyon olma olasılığımız çok az.
Tottenham:2 Liverpool:1 #2
Namağlup Liverpool, White Hart Lane'den çıkamadı. Liderliği de Chelsea'ye kaptırdı kırmızılar. Tottenham ise yavaş yavaş kimliğini yakalıyor. 9 puanla 18. sıraya yükseldi. Arsenal'in Stoke City'e yenilmesi de keyfimize keyif kattı.
Başta Harry Radknapp'in iddialı açıklamaları biraz korkutsa da bir bildiği varmış. Rafa maçı kaybettiklerine inanamadığını, çok şanssız olduklarını söylemiş ve kaçan pozisyonlardan dert yanmış. Harry ise kazanmaya devam ediyoruz demiş. Umarım devam ederiz.
Keane sanırım asist yapmış. Yakışır Keano'ya ama keşke gitmeseydi...
Pivot Santrafor derinlemesine bi' pas atmış bir sonraki derbiye dair. Bu sene de kazanamazlarsa Kadıköy'e gelmemelerini öneriyorum. Bunu burnu büyük biri olduğumdan değil, Fenerbahçe futbol oynamadığı için söylüyorum. Mutlak favori Galatasaray maalesef...
01 Kasım 2008
Tottenham 2 - 1 Liverpool
Blog içi derbide gülen taraf zor günler geçiren Flamboyant Striker oldu. 3. dakikada Kuyt ile öne geçen Liverpool, bu üstünlüğünü maç sonuna taşıyamadı ve son dakikada Pavlyuchenko'nun ayağından gelen golle sahadan 2-1 yenik ayrıldı. Hotspur, Harry Redknapp ile yakaladığı çıkışı devam ettiriyor, güzel günler görecekler güneşli günler :)
Neyse şimdi gözler bir başka blog içi derbiye -09.11.2208- çevrildi. Bu sefer kazanma sırasının bende olmasını ümit ediyorum..
Eskişehirspor - Fenerbahçe
Es Es geçen maç Galatasaray'ı yendi. İki büyük maçı arka arkaya oynamaları onlar için şans mı, şanssızlık mı ona siz karar verin. Kendi sahalarında oynamaları avantaj ama bu sezonun bir de ikinci devresi var. Taraftarlar yüksek bilet fiyatlarından şikayetçiymiş. Ne kadar oldukları hakkında bir fikrim yok, araştırmaya da üşendim.
Maldonado saçlarını kestirmiş. Eğer oynarsa göreceğiz efendim. Fenerbahçe'nin muhtemel kadrosu şöyle;
Kalede; Volkan Demirel,
Defansta; Gökhan Gönül, Lugano, Edu, Roberto Carlos
Orta Sahada; Deivid(Semih), Josico, Selçuk, Uğur, Alex
Forvette; Güiza
Kazım Cezalı Sağ kanatta Deivid'i izleyebiliriz. Deivid'in iyileşmesiyle, Semih'in yedek kulübeye çekilip çekilmeyeceği merak konusu oldu. Eğer yine yedek kalmaya başlarsa yazık olur bu adama. Hem çok yararlı oynuyor (nerde oynarsa oynasın), hem de taraftar onu çok seviyor. Bakalım ne olacak.
Eskilerden bir gazete ile süsledim yazıyı. Kazasız belasız, Fenerbahçe'nin galibiyetiyle biten bir maç olması dileğiyle.
Tottenham - Liverpool
Blog içi derbi. Pivot Santrafor Liverpool'u destekliyor, ben Tottenham'ı. Bakalım ne olacak. Bu arada Robbie Keane'in White Hart Lane'e dönüş maçı. Oynarsa taraftarların nasıl bir reaksiyon göstereceğini merak ediyorum. Torres'in durumu sanırım maç saatinde belli olacakmış. Liverpool 5 maçtır kazanıyor. Tottenham ise Redknapp ile 1 galibiyet 1 beraberlik aldı. Önceki formundan bahsetmeye gerek yok, puan durumundan belli oluyor zaten.