26 Mart 2008

Her şeyden bir parça #2


  • Karşınızda, yanınızda sizi inleyen biri varsa kendinizi şanslı insanlar sınıfında görebilirsiniz. Dinleyenden kastım, karşınızda tuzluk gibi duran biri değil, gerçekten anlmaya ve hissetmeye çalışan biri. Kolay bulunmuyor dinleyen insan. Sanırım soyları tehlikede, ya da benim civarıma pek uğramıyorlar. İkincisi daha mantıklı sanırım. Bir şeyler anlatacağımdan değil. Anlatmam zaten...
  • Çok ve gerekesiz konuşan insanlardan nefret ediyorum. Zaten çok konuştuğun zaman bir süre sonra gereksiz konuşmaya başlıyorsun. Nerede susacağını iyi bilmek lazım.
  • Geçenlerde neden bütün maden suları yeşil şişede satılıyor diye düşündüm. Gayet mantıklı bi soru bulduğum için çok sevinmiştim, ama aklıma Akmina geldi. Vazgeçtim...
  • Chelsea maçı biletleri çıktı çıkmasına da çıktığını pek fazla kimse göremedi. Hemen bitiverdi biletler! Şimdi envayi çeşit internet sitesinde biletini satıyor insanlar. Memleketimde herkes kara borsaya merak sarmış.
  • Uzun süredir alkole ara vermiştim. Önümüzdeki Cumartesi gününe kadarmış. Beşiktaş maçını izlerken bir yandan da alkol almayı düşünüyorum. Maç sonrasında da ya üzüntüden ya sevinçten içeceğim. Bakalım ne olacak. Gelmek isteyenler buyursun Park Pub'a!
  • Park Pub demişken, nedense seviyorum bu mekanı. Küçük biraz, Arjantin bardakta her zaman getirmiyorlar birayı, yok falan diyorlar. Bira dediğin Arjantin'de içilir ama olsun. Park güzeldir.
  • Trende bira içmenin de keyfi bir başkaymış. İnsanın daha da uzaklara gidesi geliyor. Ama biraz tuzlu bira fiyatları, olsundur.
  • Osuruğunu yakan insanların boyları uzuyor mu acaba?
  • Anathema ve Haggard bir arada düşünülebilir mi? Düşünülüyormuş. Hastası olduğum Haggard ve ondan biraz daha az hastası olduğum Anathema! Oy ben nidem nasıl edem?
  • Vizeler yaklaşıyor. Üniversite hayatım başladığından beri adam gibi ders çalışmadım. Geçen dönem 8 dersten 8'ini büte bırakınca "Hülen, bu okul bitmez böyle! İkinci dönem çalışmalı..." dedim ama aynı tas aynı hamam. Her sınava mutlak galibiyet parolasıyla çıkıyorum, puan kaybına tahammülüm olmadan ama işler umduğum gibi gitmiyor. Çalışmadan olmuyor dostlar.
  • Deniz olmayan bir şehirde yaşamak, benim gibi denizden pek uzaklaşmamış biri için kabus gibi. İnsan yolunu bile bulamıyor deniz olmayınca. Karşısında oturup, püfür püfür esen rüzgarla dalıp gitmek... Süperdir deniz, hastasıyım.
  • Futbolcuların kafasındaki saç bantları nasıl çıkmıyor anlamıyorum. Benim taktıklarım hemen atıveriyor kendini. Acaba ben mi yanlış takıyorum, bunun bir püf noktası mı var?

0 Yorum yapın!:

Yorum Gönder | Feed



 
^

Powered by BloggerFlamboyant Striker by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License