28 Kasım 2009

Dahi !

Fenerbahçe'nin kanat oyuncuları olmadan oynadığı bir taktik hatırlayan var mı içinizde? Yoksa bu akşamki maçı iyice aklınıza kazıyın, bir daha göremezsiniz belki. Yaklaşık olarak şu şekilde oynadı Fenerbahçe:

-----Güiza-----------Semih-----
-------------Alex---------------
---------Mehmet Topuz--------
-----Cristian--------Selçuk-----
Carlos--Lugano--Önder--Gökhan
------------Volkan-------------

Defansta top çıkarabilecek adam yok. Defansın önündeki isimler al gülüm ver gülümden daha ileriye gidebilecek adamlar değil. Mehmet Topuz ve Alex ile hem kendi sahandan çıkmak hem de forvetlere pozisyon hazırlamak zorundasın. Bu iki oyuncunun oyun kurması gereken alanın büyüklüğünü gözünüzde canlandırabilmişsinizdir umarım. Alex'in de her maçta olduğu gibi bu maçta da markaj altında olduğu düşünülürse bu iş Mehmet Topuz'a kaldı çoğunlukla. Mehmet'in tek başına bir şey yapmasını beklemek, futboldan hiçbir şey anlamamaktır ya da her şeyi bildiğini sanmak. Yazının başlığı neden "dahi" sanıyorsunuz. Bu dahimiz Mehmet Topuz'un üstüne kalan taktiğin Mehmet Topuz yüzünden işlemediğini düşünerek kenara alıyor. Yerine giren isim Özer. Tamam çok yetenekli oyuncu ki bana kalırsa iyi de oynadı ama taktiği değiştirmediğiniz sürece istediğiniz oyuncuyu getirin aksayacaktır.

Kanatsız oynadı dedim yazının başında. Bu şekilde oynamak Kasımpaşa'nın işini kolaylaştırdı. Sadece Kasımpaşa değil, kimle oynasanız işi çok kolay olurdu. Hali hazırda Fenerbahçe maçın favorisi olduğu için çoğu takım öncelikli olarak 1 puan için geliyor Kadıköy'e. Bir puanı kazanmak için de defansınızın iyi olması lazım. Eğer öyle ahım şahım defanslara sahip değilseniz, defans oyuncularını birbirine yakın oynatarak, forvetlerin gol bulma şansını minimuma indirirsiniz. Hele bir de rakibin kanatlardan bir tehtidi yoksa, defansı açmak zorunda kalmazsınız. Birazcık da boy üstünlüğünüz varsa hava toplarını da bir bir toplarsınız. Güiza gibi Fenerbahçe tarihinin en büyük hatalarından biri olduğu sürece sırtınız yere gelmez. Ayrıca bu kanat oyuncusu olmayan sistemde, Kasımpaşa'nın kanat oyuncularını hatta beklerini sadece Fenerbahçe bekleri savunmak durumunda kaldı.

Sadece Daum'u eleştirmemek lazım. Geçen seneden beri bazı oyuncularımızın ciddi anlamda mental eksikliklerinin olduğunu düşünüyorum ve hatta işi biraz ileri götürüp Fenerbahçe'nin sahaya nasıl dağılması gerektiğini bilmediğini söylüyorum. Eğer bir oyuncu topu aldığında, kim olursa olsun, karşısında 4 tane rakip oyuncuya rağmen 1 tane takım arkadaşını görüyorsa bu çok ciddi bir olaydır. Bu işi Emre düzeltiyor Fenerbahçe'de. Zaten onun oynamadığı her maçta takımın hali ortada.

Maçın başında Volkan'ın yediği golün artık bir açıklaması yok. Seyirci baskısı yok, rakip baskı yapmıyor, top sert veya abuk sabuk bir yerden sekip gelmiyor, genç kaleci değilsin, heyecanlı hiç değilsin... Volkan bu sezon iyi götürüyordu ama bu hatayı profesyonel bir kalecinin yapma hakkı yok yahu. Fenerbahçe'de oynuyorsun.

Roberto Carlos'un Fenerbahçe'ye bu saatten sonra faydasının olacağını düşünmüyorum. Eğer daha önce yazdıklarımı okuduysanız, hiçbir zaman eleştirmedim saygımdan. Yine eleştirmiyorum, aklının burda olmadığını düşünüyorum ve aklı neredeyse orada olmasını istiyorum.

Güiza... Aslında onun hakkında söyleyeceğim o kadar çok şey var ki. Fenerbahçe formasını taşıdığı için susuyorum. En kısa zamanda bu formadan olabildiğince uzağa gitmesi en büyük isteğim. Maç öncesinde yazdığım yazıda gol atacağını söylemiştim. Kaleci ve defans hatasından saçma sapan bir gol attı evet. Şu saatten sonra her maç 4'er 5'er gol atsa önemi yok. Yalvarıyorum gönderin şu adamı. Forvet dediğin adam biraz vasıflı olur. Güiza'da ne dripling yeteneği var, ne hava toplarına hakim, ne bitiricilik var, ne pas dağıtabiliyor... Hız, ikili mücadele desen yerlerde sürünüyor. Ne kaldı geriye Allah aşkına? Onun hakkında daha fazla yazarsam kendime hakim olamayacağım.

Bayramı zehir ettiniz, büyük bir fırsatı teptiniz. Aferin size! Şimdilik burada kesiyorum. Daha sonra devam etmeye gayret ederim.

Fenerbahçe - Kasımpaşa maçı öncesi

Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Diego Lugano, Önder Turacı, Roberto Carlos, Selçuk Şahin, Cristian Baroni, Alex de Souza, Mehmet Topuz, Daniel Güiza, Semih Şentürk...

Takımımızın 11'i böyle. Merak ediyorum acaba Daum, Özer'i oynatmamak için daha kaç takla atacak. Kasımpaşa karşısına bile ilk 11'de çıkamayacak mı bu adam? O kadar mı yeteneksiz, yoksa bir alıp veremediği mi var bizim dahi(!)nin. Uzun bir zaman sonra iki forvetimiz de sahada olacak ama Semih'i forvet gibi mi yoksa Alex'e yakın mı oynatacağı belli değil. Daniel Güiza bu maç gol atacaktır ama hiçbir şey yapmadan. Boş kaleye falan yuvarlar bir tane. Ondan sonra da "çift forvet olunca bla bla" muhabbetleri başlar. Geçen haftalarda kafasının üstünden geçen topa zıplamaması vs. kısa bir süreliğine unutulur...

Her neyse, inşallah sözlerimi bana yedirir Güiza. Yine inşallah güzel bir oyunla galip gelerek Galatasaray'ın mağlubiyetini taçlandırırız. Zaten seyircisiz maç, bir de kötü futbol olursa... Neyse bunları düşünmemek lazım şimdi. Saldır Fenerbahçe!

Aston Villa - Tottenham Hotspur

Bildiğiniz gibi geçen hafta Tottenham, Wigan'ı acımasızca 9-1 yendi. Bu hafta ilk 4'e girmek için kazanmaları gereken bir maç var. Biraz istatistik:

Geçtiğimiz sezon iki maç da 1-2 deplasman takımının galibiyetiyle sonuçlandı. Villa Park'ta oynanan maçta Tottenham'ın gollerini Jermaine Jenas ve Darren Bent kaydederken, Aston Villa'nın tek golü Carew'den geldi. Aynı zamanda son beş maçın dördü 2-1 bitmiş. İkide bir aynı şey oluyor yani, iddaa severlere duyurulur.

Harry Redknapp'in Wigan maçındaki kadroyu bozacağını sanmıyorum. Bir Dawson-Bassong değişikliği olabilir. Onun dışında kalede Gomes, geri dörtlüde Assou-Ekotto-Jonathan Woodgate-Michael Dawson-Corluka, orta sahada Kranjcar-Palacios-Huddlestone-Aaron Lennon, forvette ise Crouch-Defoe ikilisiyle sahada olacaktır Tottenham.

Aston Villa'da Downing ilk defa taraftarının karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Eğer şans verilirse onun için önemli bir maç olacak. Ben oynayacağını düşünmüyorum ama sonradan oyuna dahil olabilir. Aston Villa'dan da şöyle bir kadro bekliyorum: Kalede Friedel, geri dörtlüde Luke Young-Cuellar-Dunne-Warnock, orta sahada Milner-Petrov-Sidwell-Ashley Young, ileri ikilide ise Agbonlahor ve John Carew.

Jermaine Defoe bu sezon 11'i ligde olmak üzere 12 gol kaydetti. Geçen hafta Wigan'a attığı 5 gol onu gol krallığında ilk sıraya taşıdı. En yakın takipçisi Fernando Torres'in 10 golü var. Aston Villa'nın en skorer ismi ise 6'sı ligde olmak üzere 7 golle Agbonlahor. Geçtiğimiz sezon Agbonlahor, Aaron Lennon ve Theo Walcott ilginç bir şekilde karşılaştırılmıştı. Kriter ise hangisinin daha hızlı olduğu konusuydu. Sanırım net bir karara varılamadı. Sadece hızla olmuyor bu işler. Bence içlerinde en iyi dripling atanı Aaron Lennon. Tottenham'ı tutmamın bununla alakası yok, evet. :)

Tottenham'da tahmin edin bakalım kim sakat? Ledley King! Şaşırdınız mı yoksa? Nasıl bir dizi var bu adamın anlamıyorum ki. Sanırım futbola erken veda edecek. Ayrıca kaza geçiren Cudicini ve ayağı kırılan Modric de kadroda yok. Giovani Dos Santos'un ise durumu maç saatinde belli olacak. Şu klişeyi de kullandım ya, gözüm açık gitmem. Zaten Gio iyi durumda olsa bile bu dizilişte Aaron Lennon ile David Bentley'in arasından sıyrılması çok zor. Gönül izlemeyi çok istiyor ama olmuyor. Aston Villa'da ise Bouma ve Davies'in sakatlıkları sürüyor. Collins'in durumu belli değil ama kadro tahminimde yer vermedim ona. Bence oynamayacak.

Aston Villa kendi sahasında Wigan'a yenildiğinden beri kaybetmiyor. O maç 2-0 Wigan galibiyetiyle sona ermiş. Kendi sahalarında son 5 maçtan 13 puan çıkarmışlar. Ayrıca bu maçtan sonra her maçta gol atmayı başarmışlar. Gol demişken Tottenham ligde en fazla gol atan üçüncü takım. En fazla gol atan takım 36 golle Arsenal, onu takip eden Chelsea'nin 33, Tottenham'ın ise 32 golü var. Aston Villa'nın ise 21 gol attığını görüyoruz.

Spurs yediği 18 golle ligin en fazla gol yiyen 12. takımı. Aston Villa ise bu konuda çok başarılı. Bu sezon yedikleri 13 golle en az gol yiyen 3. takım. Hadi en az gol yiyen takımları da sayalım, 8 golle Chelsea ve 12 golle Manchester United. Bağlantılı bir istatistik olarak da, Tottenham yalnızca 2 kez gol yemeden bir maçı bitirmiş. Bu konuda en kötü ikinci rakım. En kötü takım ise 1 kez ile Wolves. Aston Villa ise 3 maçtan gol yemeden ayrılmış. Demek ki gol yediği maçlarda pek fazla gol yememiş. Bu konuda da en başarılı takım 8 maç ile Chelsea. Onu takip eden takımlar ise ilginç. 5'er maçla Birmingham, Stoke City ve Manchester United.

Maç başına gol ortalamasında Tottenham 2.46 gibi bir rakam yakalamış. Geçen haftaki maç 1-0 bitsetdi ne olurdu diye merak ettim ama çok üşendim hesaplamaya. Üşenmeyen biri olursa, bir yorum atarsa sevinirim. Aston Villa'da bu rakam 1.62 olarak gözüküyor.

Tottenham'ın şöyle ilginç bir istatistiği var; bu sezon en fazla direkten dönen şuta satip takım Tottenham. 8 kez top direkten dönmüş. Ayrıca bu sezon Premier Lig'de 6 kez hat-trick yapılmış, bunların 3'ü Tottenham'lı oyunculara ait. Robbie Keane 1 kez, Jermaine Defoe 2 kez hat-trick yapmış. İyi bi' şey tabi.

Crouch forma giymesi halinde sahadaki en uzun boylu futbolcu olacak. En kısa da Tottenham'dan, Aaron Lennon. Lennon demişken bu sezon 6 asistle Tottenham'ın en fazla asist yapan oyuncusu olduğunu da ekleyelim. Aston Villa'da ise James Milner 6 asistle takımının asist kralı.

Son olarak Aston Villa'nın bu sezon kendi sahasında ortalama 36591 kişiye oynadığını belirtelim. Villa Park'ın kapasitesi 42783.

Tottenham iyi bir şeyler yaptığı haftalardan sonra mutlaka puan kaybeder. Ben yine öyle olmasını bekliyorum. Tabii ki kazansa çok iyi olur ama, Tottenham'dan bahsediyoruz. :) Fenerbahçe maçıyla çakıştığı için izleyemeyeceğim Tottenham'ın maçını ama torrente düşerse maç izleyip bir yorum yapmayı düşünüyorum. İyi bayramlar, iyi hafta sonları efendim.



 
^

Powered by BloggerFlamboyant Striker by UsuárioCompulsivo
original Washed Denim by Darren Delaye
Creative Commons License